Kurban Bayramı sevinci

Muzaffer Çetin-PFORZHEİM

Dini Bayramlarımızın ikinci olan Kurban Bayramına kavuşmanın sevincini ve mutluğunu bir arada yaşamak için Pforzheimlı Müslümanlar DİTİB Fatih Camii ve IGMG Ayasofya Camileri’ni doldurdular. Bayram namazını hep birlikte coşku ile eda ettiler. Fatih ve Ayasofya Camii’nde okunan Bayram Namazı hutbesinde, Bayramlar aynı dinin, aynı inancın neşesinde bizleri birleştiren, yürekleri bütünleştiren, kardeşliği pekiştiren, kırgınlıkları tamir eden ilahi armağanlardır dendi.

Çocuklar gönülerince eğlendi

Muzaffer Çetin- KEHL

Kehl Türk Okul Aile Birliği (TOAB) „Sağlıklıyız ve Biraradayız“ sloganıyla yola çıkarak Sportverein Kork’ta Türkçe ve Türk Kültürü dersi öğrencileri ve velileri için piknik düzenledi. Karlsruhe Eğitim Ataşesi Dr. Uğur Acar’ın da bulunduğu pikniğe TTK dersi öğretmeni Gülçin Fidan, Kehl TOAB Başkanı Nehir Terzi, başkan yardımcısı Songül Güler ve öğrenciler katıldılar. Piknikte, Karlsruhe Eğitim Ataşeliği tarafından düzenlenen yarışmalara katılan ve ödül alan öğrencilere katılım belgelerini ve hediyelerini, Eğitim Ataşesi  Dr. Uğur Acar takdim etti. Piknikte öğrenciler gönüllerince eğlenirken, veliler de uzun süre bir araya gelemedikleri ailelerle ve dostları ile  buluşarak hasret giderdiler.

İlk öğretimi bitiren çocuklara karneleri verildi

Muzaffer Çetin-OFFENBURG

Karlsruhe Başkonsolosluğu Eğitim Ataşeliği bölgesi Offenburg Bürgerpark’ta Türkçe ve Türk Kültürü dersi bünyesinde 8.sınıfı bitiren ve yarışmalara katılan öğrencilere katılım belgeleri ve hediyeler verildi. Karlsruhe Eğitim Ataşesi Dr. Uğur Acar’ın da bulunduğu belge programına Türkçe ve Türk Kültürü dersi öğretmenleri Fulya Gümüş, Serkan Gümüş, Offenburg TOAB Başkan yardımcısı Ahmet Kalem ve veliler katıldı. Türkçe ve Türk Kültürü derslerine 8.sınıfa kadar devam ettikleri için Eichendorff-Schule, Theodor-Heuss-Schule, Astrid-Lindgren-Schule, Erich-Kӓstner-Realschule öğrencilerine katılım belgesi ve hediyeler takdim edildi. Dönem boyunca yapılan çeşitli yarışmalara katılan Georg-Monsch-Schule, Eichendorff-Schule, Theodor-Heuss-Schule, Hubert-Burda-Grundschule öğrencilerine de katılım belgeleri ve hediyeler verildi. Karlsruhe Eğitim Ataşesi Dr. Uğur Acar, yaz tatili başlamasından dolayı çocuklara iyi tatiler sonbahar’da başlayacak olan yeni eğitim ve öğretim yılında da başarılar diledi.

Çocuklar Camide

Muzaffer  Çetin- PFORZHEİM

Dinayet İşleri Türk İslam Birliği DİTİB in başlatığı çocuklara yönelik cami programı, DİTİB Çocuk Camii  ‚DİTİB-Kinder Moschee‘ programı Pforzheim Fatih Caminde başlıyor. DİTİB Çocuk Camii veya kısaca KiMo, okul öncesi dönemdeki çocuklar için dini cami programının bir parçası olarak tasarlanmış bir eğitim, yetiştirme ve bakım programıdır. ‚DİTİB Çocuk Camii Eğitimi tanıtımı‘ Caminin toplantı salonunda yapılan ve Annelerin ilği gösterdiği tanıtım programında Çocuk Pedagog’ları Ayla Mert ve Ayyüce Özdemir tarafında tanıtıldı.                                   

 Temel Dini Bilğiler:                                                                                                                                         Ayla Mert ve Ayyüce Özdemir, “21 Eylül’de başlanacak olan eğitim programı, okul öncesi   4 – 6 yaş arası çocuklar için camide din, bilgi ve değerler eğitimi vereceğiz. Program ağırlıklı olara üç bölüme ayrılmıştır. Din Eğitimi (İslam’ın temel ilkeleri ), Ahlak Eğitimi (İslam ahlakı ve değerleri) Dil Eğitimi (Almanca ve Türkçe olmak üzere iki dilli ) Haftada iki gün Salı ve Perşembe günleri saat 16:30 – 18:00 arası eğitim verilecek sınıf kontanjanı 10 çocukla sınırlı tutulacak. Bu eğitimle, Almanya’da yaşayan çocukların erken yaşta din eğitimini desteklemek, yaşam dünyasına göre şekillenmiş ve onları daha sonraki yaşamlarına hazırlayacak“. Hz. Ali efendimizin de söylediği gib çocuklarımızı yaşadığımız zamana göre değil, yaşayacakları zamana gör yetiştirmeliyiz dediler. Programa velilerin yanı sıra stajer imam Yunus Emre Kıraç, bayan din görevlisi Merve Karagöz, camii gençlik kolları göevlileri Fatih Belkuyu, Ümmü Gülsüm Özdemir, Aleyna Özdemir katıldılar. Son kayıt tarihi 31 Temmuz 2021 irtibat: 0176 -98625978

Huzurlu Bayramlar

Muzaffer Çetin-PFORZHEİM

Karlsruhe Başkonsolosu Banu Terzioğlu:

Kıymetli vatandaşlarımız, Görev bölgemizdeki Türk toplumunun değerli üyeleri,
Mübarek Kurban Bayramınızı, şahsım ve mesai arkadaşlarım adına, içtenlikle tebrik ediyorum. Bu yıl da Kurban Bayramına erişmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bayramlar bizlere parçası olduğumuz manevi ve kültürel değerler bütününü hatırlatan, dargınlıkların unutulduğu, kaynaşma ve birlik olma duygusunun perçinlendiği özel günlerdir.
Paylaşmayı ve dayanışmayı ön plana çıkaran özelliğiyle toplumumuzun birlik ve bütünlüğü açısından ayrı bir yeri olan Kurban Bayramının aziz milletimiz, İslam alemi ve tüm insanlık için barışa, sevgiye, kardeşliğe, yardımlaşmaya ve hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Dr. Kenan Demiroğlu ve Dr. Yeliz Yüksel-Demiroğlu:

Bayramlar, çocuk neşesi demekti, onun kadar kim bir bayramı heyecanla karşılayabilirdi ki. Önce büyüklerimizin sonra da küçüklerimizin bayramını en içten dileklerimizle kutluyoruz. Umarım tadımızın daha fazla kaçmadığı günler yakındır. Tüm Dünya için de aynı şeyleri diliyoruz. Tüm insanlara tatlı, huzurlu Bayramlar! 

Aslan Günlük Bakımevi Ayten Aslan:

Bayram paylaşmaktır. Bayram sevgidir. Bayram mutluluktur. Bayram çocukları sevindirmektir. Bayram hastalara yardım etmektir. Bayram aç olanı doyurmaktır. Bayram duadır. Bayram hayata nefestir. Bayramınız mübarek olsun, sevgi ve huzurla dolsun. Allah tüm dua ve ibadetlerinizi kabul etsin inşallah!

Hayatı olduğu gibi yaşamak benim yaşam tarzım oldu.

Muzaffer Çetin-PFORZHEİM

Bundan yaklaşık 60 yıl önce 30 Ekim 1961 tarihinde, Almanya’nın Bonn kentinde imzalanan “İşgücü Alımı Anlaşması“ ile ilk etapta 2 bin 500 Türk vatandaşı memleketlerini bırakıp Almanya’ya göç etti. Aradan geçen süreçte ise Almanya’da siyasetten ekonomiye, kültürden spora toplumun her alanında varlıklarını sürdüren Türk vatandaşları 3,5 milyon aşkın nüfusu ile bugün dördüncü nesle ulaşmış durumda. Bu ay göç hikayelerinin konuğu;  Çetin Acar ve eşi Anna Açar.

Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?                                                                        21 Nisan 1941 yılında İstanbul Suadiye’de doğdum. Ben daha 5 yaşında iken Ankara’ya taşınmışız. İlk ve orta okulu Ankara Etlikte. Liseyi Ankara birinci erkek sanat enstitüsü Kuyumculuk bölümünde mezun oldum. Daha sonra bir kuyumcu atölyesinde kuyumcu olarak çalıştım. 1960 ihtilalinden sonra bizim dönemde mezun olan öğrencileri, yedek subay öğretmen olarak askere aldılar. Askerliğimi, Ordu’nun Mesudiye ilçesi bire bir köyünde ilk okul öğretmeni olarak yaptım. Askerden sonra tekrar kuyumcu atölyesinde çalışmaya başladım. Daha önçe Almanya’ya giden sanat okulu öğretmenimiz Türkiye’ye tatile gelmiş.  Lise’de sınıf arkadaşım ve meslektaşım Hasan Kayar ile kendizini ziyaret ettik. Muhabet esnasında bizde, Almanya’ya gitsek mesleğimizi yapabilirmiyiz diye? Kendisi de burada öğrendiğiniz kuyumculukla orada zorluk çekersiniz ama, siz gençsiniz daha çabuk uyum sağlar mesleğinizi geliştirirsiniz dedi.

Kaç yılında Almanya’ya geldin ilk nereye geldin?

Öğretmenimiz, Altın şehri Pforzheim’da bize bir kaç kuyumcu firması adresleri verdi. Arkadaşımla birlikte Tercümana Almanca mektup yazdırarak bize verilen adreslere iş müracatı yaptık. Abrecht-Keppler firması bizim iş müracatımızı kabul ederek bize Tren bileti gönderdi. İstanbul’dan Münihe geldik. Bir kaç aktarma yaparak 10 Nisan 1963 yılında Pforzheim şehrine geldik. Firmada bir yetkili tercüman bizi bir pansiyona yerleştirdi. Sizi Salı günü almaya gelirim diyerek gitti.  Meğerse o gün Paskalya tatili varmış. Tabiki biz bilmiyoruz. Daha önce öğretmenimizin bize verdiği bilardo salonun adresini bulduk. Bilardo salonunda, Porzheim Türkspor kurucularından, Başkanlık ve yöneticilik yapmış olan ve bize çok yardımı olan kuyumcu, rahmetli İsmail Gürsoy abimizi tanıdık. Daha sonra fimanın bize bulmuş olduğu zemin kattaki kalerför dairesine taşındık.  

 Farklı bir kültür, farklı bir dil.  Ne tür zorluklar çektiniz?

Büyük şehirde geldiğim için hiç bir zorluk çekmedim. Aynı işimi ve mesleğimi yaptığım için bana, farklı ve zorlu bir iş olmadı. Sadece dil konusunda zorlandım onuda kısa süre içerisinde çözdüm. Ama çok çalıştım. Gündüz leri iş yerinde akşamları da eve, iş getirip geçe yarılarına kadar çalışıyordum. Çünkü kuyumculukta çok az para kazanıyordum ve Türkiye’de ailemede para gönderiyordum. 

 Almanya’da anıların?

Almanya’daki peynirlerin farklı bir kokusu vardı. O kokuya uzun süre alışamadım ve peynir yiyemedim. Kaldığımız evin karşısında Berberin küçük oğlu sürekli bize gelir bizimle konuşmaya çalışırdı. Bizde çocuğu sevdik kendisine bir şeyler verirdik. Bir gün market de et aldık eve getirdik kavuruyoruz. O çocuk bize geldi et paketinin üzerinde ki yazıyı anlatmaya çalışıyor. Lügatı açtık baktık ki Domuz eti yazıyor.Tençereyle birlike eti çöpe attık. O anımızı hiç unutmam.

Komşu Kızına aşık oldum:

Arkadaşımla kaldığımız binanın çatı katında boşalan daha büyük daireye taşındık. Odamın pençeresi evlerin avlusuna bakıyordu. Karşı binadaki evin pençeresinde, bir kızı bir kaç kez gördüm. Daha sonrada sokakta da gördüm ama yanında hep genç bir erkek vardı. Meğersem abisi imiş. Bir Cuma günü iş  yerinde tatilat olduğunda işe gitmemişim. Pençerede dışarı bakarken kızı gördüm tüm cesaretimi toplayarak el işaretiyle aşağa inmesini anlatım. Daha sonra eşim olaçak olan Anna hanım ile tanıştık arkadaş olduk. Arkadaşlığımız derinleşi. Ailesinin bana karşı iyi niyeti ve onayı ile bir yıl sonra 10 Temmuz 1965 yılında nişanlandık. Bu süreçte kayınvalidem, beni hiç yalınız bırakmadı aile hasreti çektirmedi. Nişalandıktan sonra Anna hanıma, ben 5 yıl sonra memleketime dönmeyi planlıyorum. Orada iş yeri açarak bilgi birikimimi ve  mesleğimi orada devam ettirmek istiyorum diyerek şart koşum. Kendisi de kabul edince 24 Eylül 1966 yılında evlendik.

İkinci Almanya Maceram:

Büyük kızım dünyaya geldikten sonra 1968  yılında, kader arkadaşım meslektaşım Hasan Kayarla Ankara Kavaklıdere de kuyumcu atölyesi ve  Sarraf dükkanı açtık. Üç yıl boyunca 7 çalışanımızla çok iyi işler yaptık. Üç yıl sonra eşimin ailesini ziyaret etmek için Almanya’ya Pforzheima tatile geldik. Gördük ki buradaki şartlar ve ortam çok daha rahat eşimde kalmak istiyor. Ama benim kalma şansım yok turist pasaportu ile gelmiştim. Eşim pasaportumu alarak yabancılar polisinde bilgi almaya gitti. Almanla evli oldugundan dolayı   aile birleşimi nedeniyle tekrar işçi pasaportu aldım ve Ankarada ki ortağım Hasan Kayara iş yerimi devrettim.

Siz uzun Yıllar Sporla iç içe yaşadınız?  

Almanya’ya ilk geldiğim yıllarda pansiyon arkadaşım Mehmet Keskin, biz Futol klübü kuracağız aynı zamanda da futbol oynayacağız. Sende bize katılırmısın diye sorunca bende kabul ettim. Benim Türksporluğum başlamış oldu ve 1963 yılında klüb kuruldu ama doğur dürüs top oynamıyorduk. 1965 yılında DR. Bülent Berkman’nın Başkanlığında kurulan Türk İşçi Derneği çatısı altında Kuzey Baden Türk Futol klübler arası maçlara devam ettik. 1968 yılında Türkiye’ye dönünce klüb çalışmalarına ara verdim. 1969’de Pforzheim Türkspor olarak ismi tecil edilerek Alman Liğlerinde futbol oynamaya başlamışlar. 1971 yılında tekrar Pforzheima dönünce çalışmalarıma kaldığım yerde devam ettim. 1980 yılında yapılan genel kurulda Türkspora Başkan oldum ve aralıklarla 10 yıl başkanlık yaptım. Türkspor Başkanlığım dönemlerde Pfrozheim Türk toplumunu kuçaklamak, birarada tutmak aynı zamanda da gençlerimize sahip çıkıp onları spora özendirmek ve teşfik ederek Türk toplumuna kazandırmak üzeri çalışmalar yaptım. Bunları yaparken çok mutlu, hüzünlü ve sıkıntılı yıllar yaşadım. Liğde düşmeler ve şampiyonluklar yaşadım. Bende büyük bilği birikimi, tecrübeler ve anılar bıraktı. Daha sonraki yıllarda klübün Şeref Başkanlığına getirildim.       

Geriye dönüp baktığınızda 50 sene içinde neler öğrendiniz hayattan?

Çok yoğun çalışarak geçti. Hayatı çalışarak anlamlandırmaya, tanımaya, öğrenmeye çalıştım. Hayatı olduğu gibi zevk alarak yaşamak ve kabul etmek benim hep yaşam tarzım oldu. Hayata yön veremesin. Çünkü alın yazısı, kader vardır. Hayırda şerde Allah’dandır.

Genç Avrupalı Türklere tavsiyeleriniz, önerileriniz?

Türk gençlerinin ilk görevleri, iyi bir tahsil ve meslek eğitimi alarak konumlarını güçlendirmek aynı zamanda da bu topluma uyum sağlayarak faydalı olmak. Sevdiği işi yapan onu bulan genç çok mutlu olacaktır. Benim izlenimlerim gençler, burayı istemiyorum, kabul etmiyorum, ama burada yaşayacağım diye bir tazat var.

15 Temmuz anma töreni yapıldı

Muzaffer Çetin-KARLSRUHE 

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle Karlsruhe Başkonsolosluğunda anma töreni yapıldı. Devlet yönetimini ele geçirme hedefiyle silahlı kalkışma başlatan darbeciler, milli egemenliğimizin merkezi olan TBMM’yi, askeri birliklerimizi, kamu kurumlarımızı, basın kuruluşlarımızı ve halkımızı hedef alarak 251 vatandaşımızı şehit etmiş ve iki bin aşkın kişi yaralanmıştı. Birlikte hareket ettiği zaman tüm zorlukların üstesinden gelen milletimiz, büyük bir dirayet göstererek 15 Temmuz Darbe Girişimini bertaraf etmiştir. 15 Temmuz Darbe Girişiminin beşinci yıl dönümü anma töreni, saygı duruşu ve İstiklal marşının ardında, tüm şehitlerimiz için  Din Ataşesi Adem Dursun,  Kur’an-ı Kerim Tilaveti ve dua okudu. Anma töreninde konuşan Başkonsolos Banu Terzioğlu, “FETÖ terör örgütü tarafından planlanan, örgütün ordumuzun içine sızdırılmış mensupları tarafında gerçekleştirilen, demokrasimizin, temel hak ve özgürlüklerimizin, anayasal düzenimizi hedef alan ve milletimizin hür iradesine el koymayı amaçlayan hain darbe girişiminin üzerinden tam 5 yıl geçti. 16 Temmuz 2016 sabahı Türkiye’nin uyandığı manzara trajikti. Ankara ve İ stanbul, helikopterler, tanklar ve F-16 jetlerinin altında terörün hakim olduğu bir gece yaşamış. Darbe girişimi sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı külliyesi, Emniyet binaları ile Milli istihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığı bombalanmış, medya kuruluşları hedef alınmıştı. Türkiye sadece tarihinin en kanlı darbe girişimine değil, aynı zamanda en kapsamlı terör saldırısına maruz kalmıştı. 15 Temmuz gecesi insanlarımız Türkiye geçilmesin diye canları pahasına vatan müdafaası yapmışlardı. Hain darbe girişimi Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, aziz milletimiz ve kahraman güvenlik güçlerimiz tarafından bertaraf edilmiştir. Geçtiğimiz beş yıl içerisinde devletimizin temel önceliklerinden birini yurt içinde ve yurt dışında FETÖ’yle mücadele oluşturmuştur“  Başkonsolos, bugün burada, 15 Temmuz günü, ülkemiz ve demokrasimiz için şehit düşen vatandaşlarımızı ve yaralanan kahraman gazilerimizi anmak, hatıralarını yaşatmak ve onlara minnettarlığımızı ifade etmek için toplanmış bulunuyoruz. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz, mekanları Cennet, ruhları şad olsun. Gazilerimize sağlık ve esenlikler diliyoruz dedi. Daha sonra ‚Türkiye Geçilmez‘ konulu Sinevizyon gösterildi. Eğitim Ataşeliğinin, ’15 Temmuz Milli Birlik ve Demokrasinin önemi‘ konulu Kompizisyon yarışmasında birinçi olan Enes Muzaffer Şahin, ‚Darbe neymiş öğrendim‘ ikinçi olan Akkay Öztük, ’15 Temmuz Destanı‘ Kompizisyonlarını okudular.  Anadolu Ajansının hazırladığı 15 Temmuz konulu Resim sergisi açıldı ve anı defteri imzaya açıldı.

Öğretmenler ödüllendirildi

Muzaffer Çetin-KARLSRUHE

Karlsruhe Başkonsolosluğu Eğitim Ataşeleği,  görev bölgesindeki Türk kültür dersleri öğretmenleri ödüllendirildi. Bölgede görev yapan 35 öğretme başarılı çalışmaları nedeniyle Başarı Belgeleri Başkonsolos Banu Terzioğlu tarafından takdim edildi. Başkonsolosluk toplantı salonunda gerçekleştirilen başarı belgesi takdimi töreninde Eğitim Ataşemiz Dr. Uğur Acar yaptığı konuşmada „Fırsat buldukça ödül, mecbur kaldıkça ceza ilkesinden hareketle bu yıl 35 öğretmenimize başarı belgelerini takdim ediyoruz. Önümüzdeki dönemde de başarılı gördüğümüz öğretmenlerimizi ödüllendirmeye devam edeceğiz. Destekleri için Başkonsolosumuza teşekkür ediyorum.“ Belge alan öğretmenlerimizide tebrik ediyoruz dedi.

Demir kadar narin – özel bir koleksiyondan mücevher

Muzaffer Çetin- PFORZHEİM

Koronadan dolyı yaklaşık iki yıldır kapalı kalan Pforzheim Mücevher Müzesi, yeni bir koleksiyonla sanat severlere kapılarını açıyor. „Demir gibi narin – özel bir koleksiyondan mücevherler“ serisi,  16 Temmuz 2021’den 6 Şubat 2022’ye kadar Pforzheim  mücevher müzesinde sergilenecek. Koleksiyon hakkında konuşan Müze müdürü Cornelie Holzach ve sanat tarihçisi  Dr. Martina Eberspächer, “18. yüzyılın sonundan 19. yüzyılın ortalarına kadar olan dönemde sözde Demir takı popüler özel bir hazine türü.  Sanatsal ve telkari dantel gibi ama demirden kolyeler, bilezikler, küpeler, broşlar ve yüzükler. Basit malzemesi, net tasarım dili ve biraz kırılgan karakteri, o zamanın toplumunun değerlerini yansıtır. Tutarlılık, alçakgönüllülük ve kısıtlama. Dönemin zevkine göre akantus, palmet, asma yaprağı gibi Gotik mimariden öğeler ya da antik dönemden kalma çiçekli süslemeler bulunmaktadır. Fer de Berlin adının geldiği Berlin’in yanı sıra Gleiwitz en önemli dökümhanelerden biriydi. Başlangıçta, demir takılar öncelikle yas takılarıydı ve Prusyalı kadınlar, kraliçelerinin ölümünden sonra genellikle Luisen kolyeleri veya broşları takarlardı. Kurtuluş Savaşları sırasında, demir takı takmak giderek daha fazla siyasi bir ifade veya vatansever bir moda haline geldi ve ‚Anavatanın kurtuluşu için‘ yaratıldı. Bunun kökenleri, 1813’te Prusya Prensesi Marianne’nin altın takıları demirle takas etmesi çağrısında bulundu. Vatansever düşünen kadınlar, 19. yüzyılın ortalarına kadar demir mücevherler takarlardı. İngiliz ve Fransız dökümhaneleri de bu tür mücevherleri üretmek için ilham aldı. Birinci Dünya Savaşı sırasında, ‚Demir için altın verdim‘ yazılı mücevherler yeniden moda oldu. Sergideki yaklaşık 200 sergi, son 25 yılda oluşturulan ve şu anda Pforzheim Mücevher Müzesi’ne bağışlanan Klaus-Peter ve Judith Thome koleksiyonundan geliyor“  1970’lerin sonundan beri ABD doğumlu koleksiyoner tekrar tekrar eski mücevherler satın aldıktan sonra, 1995 yılında ilk kez Berlin demirinden madalyonlu bir kolye aldı. O kadar büyülendi ki, demir mücevher toplamaya devam etti ve şu anda 160 civarında parça topladı. Mücevher arzusu, çocukluğunda, daha Amerika’da, ailesinin jeolog bir arkadaşı tarafından uyandırılmıştı dediler.

Başkonsolos Oberndorf’u ziyaret etti

Muzaffer Çetin-OBERNDORF

Karlsruha Başkonsolosu  Baden-Württemberg eyaleti Oberndorf şehrini ziyaret ederek kentteki Osmanlı mirası hakkında bilgi aldı. Vöhringen ve Çevresi Türk Okul-Aile birliğinin organize ettiği ziyarette, Karlsruhe Başkonsolosu Banu Terzioğlu, Başkonsolos Yardımcısı Adnan Hayal, Eğitim Ataşesi Dr.Uğur Acar’a, TOAB Oberndorf Baskanı Muharrem Çavdar, UID’den  Burak Şahin, Oberndorf İbrahim Paşa Camii Dernek Başkanı Mustafa Likos ve Camii din görevlisi eşlik etti. Ziyarette heyete eski OAB Başkanı İsmail Uğur Kılıçaslan rehberlik etti. Kılıçaslan, “1871-1914 yılları arasında bir alay Osmanlı askerinin yaşadığı Oberndorf’da bugün, Yüzbaşı İbrahim Efendiye ve bir bebeğe ait(Leyla Hüsnü) iki mezar taşının anı olarak kaldığını söyledi. Dönemin silah alma komisyon başkanı ve heyeti için inşa edilen (Türkenbau) Türkevi, 2.Dünya savaşında zarar görerek 1961 yılında tamamen yıkılmış. Eskiden Türk Evi’nin olduğu yerde şu an bir çocuk yuvası bulunuyor“ dedi. Türk evi projesi için, Karlsruhe Başkonsolosluğu heyeti Oberndorf’taki STK temsilcileriyle fikir alışverişinde bulundu. UID temsilcisi Burak Şahin, ‚bu tarihi eseri yeniden hayata geçirmek için, elimizden geleni yapacağız, dedi. Osmanlı mirasını görmek isteyenler İsmail Uğur Kılıçaslan’nın Türkçe rehberliğinde kenti gezebilirle dendi.