DTG Derneği Başkonsolosu ziyeret etti

Muzaffer Çetin- PFORZHEİM

Pforzheim’da uzun yıllardır Alman-Türk halkının kaynaşması adına faliyet gösteren Türk-Alman Dostluk Derneği,  ’’Deutsch-Türkische Gesellschaft’’ yeni seçilen yönetim kurulu , Karlsruhe Başkonsolosu Banu Terzioğlu’nu makamında ziyeret ederek kendilerini ve derneklerini tanıttılar. Toplumlar arası diyalogların gelişmesi açısında görüş alışverişinin yer aldığı ziyarette dernek yöneticileri, pandemi öncesi yaptıkları faaliyetleri kısaca başlıklar altında anlattılar. Yeni yönetim kurulu olarak önümüzde iki yıl sürecinde çok farklı etkinlik ve organizasyonlar yaparak, diğer STK’larla çalışmalarımızı derinleştirip iki toplumun kaynaşması için çalışacaklarını ifade eden yöneticiler ’’Pforzheim Belediyesi de bize desteklerini esirgemiyor. Karlsruhe Başkonsolosluğu olarak sizlerin de maddi değil manevi desteğe de gereksinimiz var’’ dediler.

 HERKESİN BAŞKONSOLOSUYUZ:

Baden bölgesindeki, STK temsilcilerinin kendileriyle tanışmak ve görüş alış verişlerinde bulunmak maksadıyla ziyaret edildiğini ifade eden Başkonsolos Banu Terzioğlu, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirirken, DTG Derneği’nin çalışmaları hakkında bilgi sahibi olma fırsatı buldum. Derneğin tüm çalışmalarını takdirle karşılıyorum. Başkonsolosluk olarak maddi ve manevi, gereken her türlü desteğin verileceğini belirtmek isterim. Başkonsolosluk olarak, tüm vatandaşlarımızın, STK ların, kurumların ve kuruluşların yanında olmak istiyoruz, görev bölgemizde yaşayan Türk toplumunun toplumsal, sosyal, siyasi hayata katılımın teşvik etmek ve gençlerimize okul ve meslek eğitiminde yardımcı olmak en önemli hedeflerimizdendir.’’Din, dil, ırk ayrımı yapmadan kadın, erkek bir arada çalışmanın her zaman yararlı olacağına inanıyoruz’’. Sizlere desteğimizi esirgemeyeceğiz de bilmenizi isteriz. Bizlere e-maile ve telefonla sorunlarınızı bildirebilirsiniz derken kendilerini en yakın zamanda ziyaret edeceklerini vurgulayarak Konsolosluğumuzun kapıları herkese açıktır dedi. Toplantıya; Başkonsolos Banu Terzioğlu, Sekreter Özlem Özdeniz, DTG Başkanı Ursula Petrovic, Başkan yardımcıları Gönül Ekşi, Michael Völkel ve Hatem Çetin katıldı.

Dünya Gıda Fiyatları Son 10 Yılın Zirvesinde

Muzaffer Çetin

Dünya gıda fiyatları yapılan zamlardan sonra üç ay arka arkaya artmış oldu. Böylece özellikle tahıl ve bitkisel yağların başını çektiği ürünlerdeki fiyat artışları geçen ayın ardından yeniden son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Küresel olarak en çok ticareti yapılan gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarını izleyen Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) gıda fiyat endeksi, Kasım ayı için revize edilen 129,2 puana kıyasla geçen ay ortalama 133,2 puan oldu.  2011 yılının‘dan bu yana görülen en yüksek rakam oldu. Yıllık düzeyde bakıldığında gıda fiyatlarının yüzde 31,3 arttığı görüldü. Tarım ürünlerinin fiyatları son bir yılda hasatta yaşanan aksaklıklar ve talepteki artış sonucu hızla arttı.

Buğday fiyatlarında beş ay art arda artış:

Gıda ve Tarım Örgütü’nün tahıl fiyat endeksi geçen yıl  Kasım ayında bir ay öncesine göre yüzde 3,2 yükseldi. Tahıl fiyatlarındaki artışta başı çeken yüzde 5’lik yükselmeyle buğday fiyatları oldu. Buğday fiyatları beş ay arka arkaya yükselerek Kasım 2012’den bu yana en yüksek seviyesine geldi. Gıda ve Tarım Örgütü buğdayla ilgili olarak, „Başta Kanada, Rusya ve ABD olmak üzere başlıca ihracatçılarda azalan hasat nedeniyle küresel pazarlarda az bulunması, fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmaya devam etti“ açıklamasını yaptı.

Bitkisel yağ fiyatları rekor düzeyde arttı:

Dünya bitkisel yağ fiyatları bu yılda yüzde 15,6  artarak rekor seviyeye çıktı. Malezya’daki işgücü kıtlığı üretimi engellemeye devam ederken palmiye yağı fiyatları da arttı. Bunların aksine küresel şeker fiyatları’da yüzde 1,8 düştü böylece altı ay üst üste görülen fiyat artışı sona ermiş oldu. Merkezi Roma’da bulunan Gıda ve Tarım Örgütü, tahıl stoku ve talep görünümüne göre, 2021 yılındaki küresel tahıl üretimi tahminini bir ay önce tahmin edilen 2,800 milyardan 2,793 milyar tona indirdi. Bu, esas olarak İran, Türkiye ve ABD’nin düşük buğday üretimi tahminlerini yansıtırken, iri taneli tahıl üretiminde artış tahminleri ile dengelendi. Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre dünya tahıl üretiminin hala rekor düzeyde olması bekleniyor, ancak öngörülen arzın tahıl stoklarında düşüşe neden olacağı sanılıyor.

Son 50 Yılda Doğal Afetler 5 Kat Arttı

Muzaffer Çetin

Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan verilere göre, son 50 yılda iklim olayları kaynaklı doğal afetlerde 2 milyondan fazla insan hayatını kaybetti ve 3,64 trilyon dolarlık zarar meydana geldi. Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından yapılan değerlendirmede , dünyada son 50 yılda yaşanan yıkıcı seller, fırtınalar ve kuraklık olaylarına dikkat çekildi. Verilere göre, 1979 ve 2019 yılları arasında dünyada, 11 bin doğal afet yaşandı. Bunlar arasında en ölümcül olanları, 1983 yılında Etiyopya’da yaşanan ve 300 binden fazla insanın ölümüne neden olan kuraklık ve 2005 yılındaki Katrina Kasırgası, ilk sıralarda yer aldı. Dünyada son 10 yılda yaşanan doğal afet sayısında, 1970 yılından bu yana 5 kat artış yaşandığı görüldü. Özellikle sıradışı hava olaylarının artık rutin hale gelmeye başlandığına dikkat çekiliyor. Uzmanlar bunun küresel ısınmanın etkisi olduğu yorumunu yapıyorlar.                                                     1970’li yıllarda yaşanan doğal felaketlerin maliyeti 175,4 milyar dolar olarak hesaplanırken 2010’lu yıllarda sadece ABD’de yaşanan doğal felaketlerin faturası 1,38 trilyon dolar oldu. Afetlerin sayısı artmasına karşın 70’li yıllara göre bu afetlerde hayatını kaybeden kişi sayısı azaldı. Yetkililer bunda alınan önlemlerin ve erken uyarı sistemlerinin etkili olduğunu ifade ediyorlar. Doğal afetler kaynaklı ölüm sayıları 70’li yıllarda 50 binden fazlayken 2010’lu yıllarda 18 bin civarına geriledi. Son 50 yılda yaşanan 2 milyon can kaybının yüzde 91’inin gelişmekte olan ülkelerde yaşanması da dikkat çeken bir başka unsur. Dünya Meteoroloji Örgütü, kendisine üye 193 ülkeden sadece yarısının afetlere karşı erken uyarı sistemlerine sahip olduğuna dikkat çekiyor.

Afganistan’da Bir Milyon Çocuk Ölebilir

Muzaffer Çetin

Yıllarca süren çatışmaların sonrasında geçen yıl  Ağustos ayında yönetimin Taleban’a geçtiği Afganistan’da şiddetlenen ekonomik krizle birlikte yaklaşık 14 milyon kişi suya, gıdaya, temel sağlık malzemelerine erişemiyor. Ülkede çocukların genel durumuyla ilgili endişeler tırmanıyor. Afganistan’da 5 yaşın altındaki çocukların yarısının akut yetersiz beslenme tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği, yıl sonuna kadar bu yaş grubundaki yaklaşık 3,2 milyon çocuğun akut yetersiz beslenmeden doğacak çeşitli hastalıklarla karşı karşıya kalabileceği, gerekli önlem ve tedavileri sağlanmaması halinde bu çocukların en az bir milyonunun ölebileceğini belirtiliyor.

Mevcut ekonomik krizin yükü aileler ve çocukların üzerine bindi:

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Afganistan Temsilcisi Herve Ludovic De Lys ve Dünya Gıda Programı (WFP) Afganistan Temsilcisi Mary Ellen McGroarty, Herat, Kabil’e yaptıkları iki günlük ziyaretin ardından ülkedeki son durum hakkında bilgi verdi. İki yetkili, ülke çapında kötü beslenme, yetersiz beslenme, güvenli gıdaya ulaşım sorunlarının giderek arttığını, suya, gıdaya ve temel sağlık hizmetlerine erişimi olmayan Afgan çocuklar ve ailelerinin üzerine yıllardır süren çatışmaların ve mevcut ekonomik krizin yükününün bindiğini belirttiler. UNICEF ve WFP yetkilileri De Lys ve McGroarty, ülkede 18 aylık kızını emziremeyen bir anneyle konuştuklarını, akut yetersiz beslenme nedeniyle Herat hastanesinde tedavi edilen kızı için, „Evde yemeğimiz yok. Yiyecek almak için her şeyimizi satıyoruz. Hiçbir şey yemiyorum. Zayıfım ve çocuğuma süt veremiyorum” dediğinin altını çizdiler. UNICEF Temsilcisi De Lys, „Daha fazla aile sofraya yemek koymakta zorlandıkça, annelerin ve çocuklarının beslenme sağlığı her geçen gün daha da kötüleşiyor. Çocukları giderek hastalanıyor aileler onlara ihtiyaç duydukları tedaviyi sağlayamıyor. Hızla yayılan kızamık salgını ve akut sulu ishal hastalıkları çocukların durumunu daha da zorlaştırıyor” diye konuştu.

Uluslararası toplum haftalar önce taahhüt ettikleri fonları sağlamalı:

Dünya Gıda Programı’na (WFP) göre, Afganistan’daki hanelerin yüzde 95’i yeterince yiyeceğe ulaşamıyor. Yetişkinler, çocuklarının besleyebilmek için daha az yiyor, öğünleri atlamak zorunda kalıyor. Dünya Gıda Programı Temsilcisi McGroarty, “Şimdi müdahale etmezsek ülkedeki yetersiz beslenme sorunu daha da ağırlaşacak. Uluslararası toplum haftalar önce taahhüt ettikleri fonları sağlamalı” dedi.                                                                                               Birleşmiş Milletler kuruluşları UNICEF ve WFP aracılığıyla Afganistan’da hizmet veren 168 mobil sağlık ve beslenme ekibine ek olarak yüz mobil aracın daha ülkeye gönderileceği belirtildi. Dünya Gıda Programı, 2021 yılının başından günümüze yaklaşık 400 bin hamile ve emziren kadın ile 5 yaş altında olan 790 bin çocuğa yetersiz beslenme, yetersiz beslenmenin önlenmesi ve tedavisi için toplamda 8,7 milyon kişiye gıda yardımı sağladığı, bu yardımların sadece geçtiğimiz Eylül ayında 4 milyona yakın kişiye ulaştırıldığı belirtildi. UNICEF destekli hizmetler aracılığıyla şiddetli akut beslenme bozukluğu olan 210 binden fazla çocuğa tedavi sağlandığı ve 42 binden fazla çocuk için gıda, 5 bin 200 çocuk için süt ulaştırıldığı kaydedildi.